Travma; beklenmeyen bir anda gerçekleşen, kişinin günlük rutinini bozan, kişide dehşet, kaygı ve panik duyguları yaratan,anlamlandırma süreçlerini büyük ölçüde bozan olaylar olarak tanımlanmaktadır. Gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanmaya da kendisinin ya da başkalarının fiziksel bütünlüğüne yönelik bir tehdit, böyle bir olaya tanık olmak ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmek travmatik yaşantılar yaratmaktadır. Böyle durumlarda çoğunlukla gücü kötüye kullanma, güvene ihanet etme, tuzağa düşme, çaresizlik, acı, kafa karışıklığı veya kayıp yaşanabilmektedir. Tek seferlik yaşanan olaylar (kazalar, doğal afetler, suçlar, ameliyatlar, ölümler, vb.) olabileceği gibi tekrarlayan ve devam eden durumlar (çocuk istismarları, çocuk ihmalleri, savaşlar, şiddet içeren ilişkiler, vb.) da travma deneyimi olarak değerlendirilmektedir. Son yıllarda uzmanlar, yaşanan olayın kendisinden ziyade kişide bıraktığı etkiye odaklanmaktadır. Yani travma, durumu yaşayan bireyin olaya yüklediği anlam, algısı ve değerlendirmesi üzerinden çalışılmaktadır.Örneğin, trafik kazası geçirmiş kişilerden biri, kazayı fiziksel bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak algılamamış ise bu durum onun için travmatik olmayabilir, ancak bir diğer kişi, bu durumu hayatına yönelik bir risk faktörü, bir felaket olarak algılamışsa kaza artık bu kişi için travmatik bir yaşantı olarak değerlendirilebilir.
Travmatik deneyim sürekli olarak yeniden oluyormuş gibi hissedilebilir. Olayın farkında olmadan tekrar tekrar hatırlanan ve rahatsız eden anıları olur; bunlar düşlemleri, düşünceleri ya da algıları içerebilir. Travmatik yaşantı sık sık, huzursuz edici bir şekilde rüyada görülebilir. Yaşanan rahatsız edici deneyimin bir yönünü anımsatan iç veya dış olaylara tekrar maruz kalma ihtimali üzerine yoğun bir psikolojik sıkıntı duyulabilir ve yoğun bir fizyolojik tepki ortaya çıkabilir.
Kişi, travmaya eşlik eden düşünce, duygu ya da konuşmalardan kaçınmak için yoğun bir çaba içerisine girebilir. Bu nedenle travma ile ilgili hatıraları canlandıran aktiviteler, yerler ya da kişilerden uzak durmak ister. Kişide diğer insanlardan uzaklaşma isteğiyle birlikte duygulanımda kısıtlılık,geleceğe yönelik umutsuzluk duyguları görülebilir.Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekebilir; irritabilite ya da öfke patlamaları yaşayabilir, düşüncelerini belirli bir konu üzerinde odaklamakta zorlanabilir; aşırı irkilme tepkileri gösterebilir.
Travmatik Yaşantıdan Sonra Ne Yardımcı Olabilir?
Kişiyi zorlayan, rahatsızlık hissi yaratan travmatik bir olaydan sonra psikolojik destek almak her zaman için önemini korumaktadır. Bununla birlikte kişinin sürecini kolaylaştıracak bazı etkenler de mevcuttur. Travmatik ya da zorlayıcı bir olaydan sonra kişinin kendine zaman tanıması, hiçbir şeyin kısa sürede ve bir kerede normale dönemeyebileceğinin bilincinde olması gerekmektedir. Aynı zamanda kişinin diğerleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşması, sosyal çevresinden destek görmesi için önemli bir adımdır. Tüm bunların yanı sıra kişinin yakın gelecekte onu nelerin beklediğini bilmesi, bilgi edinmesi de büyük fayda sağlamaktadır. Kişi, bu sayede kendisini hazırlayabilir ve adapte olması kolaylaşabilir. Kişinin günlük rutinden kopmamaya çalışması, travma öncesi yaşantısında yaptığı aktivitelerine dönmek için uğraşması da süreci kolaylaştıracaktır. Diğer bir yandan kişinin “Hayatımda değişmeyen neler var?” sorusunu düşünmesi ve yanıtlar üretmesi fayda sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
https://www.emdr-tr.org/
Uzm. Klinik Psikolog Zeynep Ödemiş